1 Ekim 2021'de partinin İzmir Buca ilçe başkanlığı görevine getirilen Aydın Toker, birlik ve beraberlik, güç birliği mesajları da verdi. 1 Ekim 2021 tarihinde Güç Birliği Partisi Buca ilçe başkanlığı görevine getirilen Aydın Toker, görevini başarıyla sürdürüyor. Toker, Erzurum Atatürk Üniversitesi Bilgisayarlı Muhasebe ve Eskişehir Anadolu Üniversitesi işletme Fakültesi mezunu genç bir politikacı.Toker, 'Bizler dünyanın ekonomik, sosyal, kültürel ve konjonktürel yapısını değerlendirirken insan odaklı bakarız. Din, dil, ırk, mezhep, etnik köken, milliyet ya da farklı bir unsur bizim için önemli değildir. Asıl olan insandır. Bu anlamda hitabımız önce tüm yurt, sonra da tüm cihandır. Biz bu yolda yürürken makam, mevkii, koltuk beklentisi olmadan başta sayın genel başkanım Ali Karnap'a, sonra da davamıza inanarak yol alıyoruz. Ankara'da kuruluşumuzda 48 kişiydik, şimdi ise binler, yüz binleriz. Çünkü biz aileyiz' ifadelerini kullandı.
 
 
Temel Sorun Yüksek Faiz Ve Enflasyon
 
Güç Birliği Partisi Buca İlçe Başkanı Aydın Toker, ekonomideki sıkıntılara dikkat çekerken, çözülmesi gereken ana problemin 'yüksek faiz ve beraberinde gelen yüksek enflasyon' olduğunun altını çizdi.
 
Ekonomik kriz ve beraberinde gelen sorunlar, yeni kurulan partilerin de gündeminde. Güç Birliği Partisi Buca İlçe Başkanı Aydın Toker, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunurken, dikkat çeken noktalara işaret etti. Özellikle ekonomideki gelişmelere vurgu yapan Toker, ana sıkıntının yüksek faiz ve beraberinde gelen yüksek enflasyon olduğunu söyledi. Toker'in açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
'Türkiye'nin çok uzun bir süredir yüksek enflasyon sorunu var. Yüksek enflasyonun varlığı, faizlerin de yüksek olmasına yol açıyor. Enflasyon sorunu döneme bağlı olarak farklı nedenlerden kaynaklanarak, çözümsüz biçimde ekonominin tepesinde duruyor. Son birkaç yılda enflasyonun temel nedeni TL'nin yüksek dış değer kaybı yaşaması. Türkiye'nin üretimde kullandığı girdilerin (ham maddeler, ara malları ve makine teçhizat gibi sermaye malları) önemli bölümü ithal ediliyor. TL'nin yabancı paralara karşı değer kaybı, bu girdilerin pahalanmasına ve dolayısıyla da üretim maliyetlerinin  yükselmesine yol açıyor. Üretim maliyetleri yükselince de, ister istemez bu artışlar fiyatlara yansıyor ve enflasyona neden oluyor. TL'nin değer kaybı süreklilik gösterdikçe, enflasyon da süreklilik sergiliyor. Enflasyon yükseldikçe faizin yükselmesi de kaçınılmaz oluyor.'
İNTERNETLE BİRLİKTE
GELEN BÜYÜK DÖNÜŞÜM...
Toker, internetle birlikte iş yapış biçimlerinin değiştiğini, dönüştüğünü; hayatımıza pekçok yenilik girdiğini de dikkat çekti. Aydın Toker, 'Öncelikle internet, sürdürülebilirlik paradigmasının tersine, sınırları olmayan bir dünyayı temsil ediyor. İçerik ve etkileşimlerin etkisiyse yadsınamaz. Bireylerin ve diğer her şeyin birbirleriyle etkileşimde olması, tüm sınırları ortadan kaldırıyor. İnternet aynı zamanda farklı ekonomik, siyasal, toplumsal ve kültürel toplulukları bir araya getirerek pek çok sosyal sorumluluk projesinin yapamadığı şeyi gerçekleştirip, insanları ortak bir platformda eşit bireyler olarak konumlandırıyor. İnternet, şirketlerin sosyal sorumluluk çalışmalarının etkisini, geçmişe göre çok daha geniş ve net bir açıdan görmesini sağlıyor' diye konuştu.