Kleopatra Koyu'nun özelleştirilmesine tepki

Antalya'da bulunan Kleopatra Koyu özelleştirildi. Çevreciler karara tepki gösterdi.

Kleopatra Koyu'nun özelleştirilmesine tepki

Antalya'da bulunan Kleopatra Koyu özelleştirildi. Çevreciler karara tepki gösterdi.

Kleopatra Koyu'nun özelleştirilmesine tepki
12 Haziran 2018 - 18:27

Antalya’nın Kemer ilçesine bağlı Tekirova Mahallesi Tabiat Parkı sınırları içerisindeki Kleopatra Koyu’nun özel bir şirkete 29 yıllığına tahsis edilmesine tepki gösteren çevreciler eylem yaptı.

2015 yılında tahsis edilmek üzere ihaleye çıkan fakat ihaleyi kazanan firmanın geri çekilmesinin ardından bu yıl tekrar ihaleye çıkan ve özel bir firmaya günübirlik kullanım için tahsisi yapılan Kleopatra Koyu’nda çevreciler eylem yaptı. Kemer Belediye Başkanı CHP’li Mustafa Gül, İYİ Parti Antalya milletvekili adayları Feridun Bahşi, Musa Ertugan, Meryem Aydoğan ve Leyli Kemal, CHP, İYİ Parti ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri, turizmciler, muhtarlar ve vatandaştan oluşan grup, tahsisin iptal edilerek tekrar halkın kullanımına açılmasını istedi. Eyleme katılanlar Türk bayrakları ve dövizler taşıdı.

‘BAKANLIĞA YAZI YAZDIK’

Kemer Belediye Başkanı Mustafa Gül, koydaki kayalık burunda Kleopatra’nın siluetinin de bulunduğunu belirterek, koy için daha önce de ihaleye çıkıldığını aktardı. İhaleyi alan kişinin vazgeçmesinin ardından durumdan haberdar olduklarını anlatan Gül, “Araştırma neticesinde Orman İl Müdürlüğü’ne ve Milli Parklar İl Müdürlüğü’ne bilgi verdik. Onlardan bize gelen cevap ihaleyi alan şahsın vazgeçtiği yönündeydi. 4 milyon liraya gittiğini söylediler. 2015’te ihale yapılacaktı. Orman Bakanlığı’na bu ihalenin feshedilmesine ilişkin yazı yazdık. Buradaki bütün çalışmaların belediye olarak yapılmasını ve halka açılmasını istedik. Bugün Kemer’in akciğerlerini kurtarmak için başta CHP Genel Başkan Yardımcısı Çetin Osman Budak ve doğaseverlerle buraya geldik. Bu yanlıştan dönülmesini istiyoruz. Halkla beraberiz. Belediye olarak her şeyi yapacağız. Burası çünkü belediye sınırları içerisinde yer alıyor” dedi.

kk736.jpg

‘1980’DEN BU YANA TAHRİP EDİLDİ’

A Platformu sözcüsü Hediye Gündüz de bölgenin tipik bir Antalya koyu olduğunu kaydederek, “1980’den bu yana tahrip edildi. Burada her şey doğal. İnsanlar bu tür yerlerde denize giriyor. Sahiller ve koylar halkındır. Bu koyun Antalya halkına kalmasını istiyoruz” dedi.

‘KOYLAR HALKINDIR, HALKIN KALACAK’

Grup adına eylemi organize eden Sami Adaletli de basın açıklamasını okudu. Adaletli, şöyle dedi:

“Kimimizin Mehmet Ali Bükü, kimimizinse Kleopatra Koyu olarak adlandırdığı bu doğa harikası tabiat alanında meydana gelen, insan ve bürokrasi eliyle bilinçsizce çıkarılmış, gözle görünmeyen yangına, birer damla su serpmeye gelmiş bulunmaktasınız. Yangın diyorum, zira hepinizin anılarında yeri olan ve nice yıllar daha kullanmayı düşündüğünüz bu koy, 30 Mayıs tarihinde ihaleye çıkarılmak suretiyle bir firmaya 5+ 24 olmak üzere 29 yıllığına tahsis işlemi başlatılmış durumda. Biliyorum ki bu alan hepimizin hayatında önemli bir yeri var. Bu alan şimdiye dek pikniğinizi yaptığınız, balık tuttuğunuz, denize girip dinlendiğiniz, tabiatın sesine kulak verdiğiniz bir cennet köşesiydi. Bizler için buranın kullanım amacı, insani gereksinimlerimizi karşılamakken, ihaleci firmanın ise amacı tamamen ticari duygusallığa dayanmaktadır.”

BASIN AÇIKLAMASI

Kleopatra Koyu'nun kapatılmasını protesto eden grup, basın açıklaması yaptı.

Basın açıklaması şöyle:

Hepiniz, kimimizin Mehmet Ali Bükü, Kimimizinse Kleopatra Koyu Olarak adlandırdığı bu doğa harikası tabiat alanında, meydana gelen ve insan ve bürokrasi eliyle bilinçsizce çıkarılmış, gözle görünmeyen yangına, birer damla su serpmeye gelmiş bulunmaktasınız…. Yangın diyorum, zira hepinizin anılarında yeri olan ve nice yıllar daha kullanmayı düşündüğünüz bu koy,30 Mayıs tarihinde, ihaleye çıkartılmak suretiyle, bir firmaya 5 + 24 olmak üzere 29 yıllığına tahsis işlemi başlatılmış durumda.

1972 yılında, 69.800 hektar olarak ilan edilen, Olimpos Beydağları Milli Parkı, zamanla alınan kararlarla küçültülmüş ve şimdi yarı yarıya gerilemiştir. Statüsü bozulan bu alanlara zamanla otel motel ve tatil köyü yapılmaya başlanmış, bu süreçte bazen, plansız ve ilkesiz hareket etmekten kaynaklı olarak kıyılarımız, koylarımız ve ormanlarımız ciddi zararlar görmüştür.

Statüsü ve ihale süreci hakkında biraz bilgi vermek gerekirse; Bölge, 2016 yılında orman alanından çıkarılarak ticaret yapılabilir bir alana dönüştürmek için “ Uzun Vadeli Gelişim Planı” olarak, bir cins değişikliği başlatılmış ve arada yapılan itirazlarla süreç 06 Nisan 2018 de sonuçlanmıştır. Bölge, geçen yılda ihaleye çıkmış, cins değişikliği tamamlanmadığından ve ihaleye tek firma katılmasının yerel basına yansıması üzerine ihale iptal edilmiştir.

Burada toplanmamıza vesile olan son ihale sürecine bakacak olursak, görüyoruz ki, alanın 6 NİSAN 2018’de uzun vadeli gelişim planı tamamlanıyor ve tabiat parkı olarak ilan ediliyor. Tabiat parkı tabirini ilk duyduğumuzda hepimizin kulağına hoş bir tabir olarak gelse de, bakıyoruz ki, ormanlarda, meralarda, sit alanlarında ve milli parklarda herhangi bir yapılaşmaya kanunen gidilemezken, bu yerleri tabiat parkına dönüştürmek, aynı zamanda ticari alan yaratmada, bir yöntem haline gelmiş.

"YILLIK 505 BİN TL KARŞILIĞINDA FİRMAYA VERİLDİ"

Bu alansa, tabiat parkı ilanından hemen 2 ay sonra, 30 MAYIS 2018’de, tam da seçim öncesinde ihale edilerek yıllık 505.000 TL karşılığı bir firmaya veriliyor. Yeri gelmişken burada dikkatlerinizi bir hususa çekmek istiyorum. O da ihaleye katılım şartnamesindeki bazı dikkat çekici ilginç maddeler.

Birincisi, ihaleye girecek firmanın 10.000.000 TL, eski parayla 10.Trilyon Nakdi, ya da kredibilitesi olacak. İkincisi, iş deneyimi olarak firmanın en az 4 yıldızlı otel ya da tatil köyü ya da 150 yataklı tatil köyü işletmeciliğinden birisini en az 3 yıldan beri yapması gerekiyor.

Dikkat edin, şartnameye göre, günübirlik çadırlı kamp alanı ve mesire yeri ihalesine girebilmek için, ancak, büyük otel ya da tatil köyü sahibi olmanız gerekiyor… Üçüncü dikkat çekici maddeye gelirsek, o da katılacak firmanın son üç yıl ciro ortalaması, 75.000.000 TL ( Eski Para 75 Trilyon) olması gerekiyor.

Şimdi kendi kendinize soruyorsunuz… En az 4 yıldızlı otel ya da tatil köyü işletmecisi olacaksınız… Nakitte 10.000.000 TL paranız, senelikte 75.000.000 TL de cironuz olacak ve o işletme büyüklüğüyle gelip burada, 5-10 çadırın başını bekleyeceksiniz?

"VATANDAŞ TECRİT OLABİLİR"

Bu durum, attığın taş ürküttün kuşa değmeli mantığıyla, halkımızın aklına yatmayan bir durumdur ve akla, Ülkemizin pek çok yerinde gördüğümüz üzere, günübirlik çadır ve kamp alanı statüsüyle başlayarak, ileride cins ve plan değişiklikleriyle daha büyük ve kapsamlı, doğanın tahribine ve vatandaşın bölgeden tecridine neden olacak bir hal alabileceği sorusu ve ihtimalini akıllara getirmektedir ve buna benzer yapılaşma tehdidiyle karşı karşıya Sürmene de Çamburnu, Bolu Gölcük, Bartın Güzelcehisar, Trabzon Kadıralak vb. doğal alanlarını anımsatmaktadır.

Bölge halkı olarak bizler buna izin vermeyecek, gerek ihale süreçlerindeki usul yanlışlıkları, gerek adrese teslim bir ihale şartnamesini çağrıştırması, yol açacağı kamu zararı, gerekse plan değişikliklerindeki hatalardan ötürü, hukuki süreç başlatacak ve takipçisi olacağız.

Sizleri tedirgin eden ve hayretler içinde bırakan bu gelişmeyle alakalı halk olarak, üst düzey devlet ricalimizden beklentimiz şudur ki, Bu koyun, onlarca yıllık kullanıcıları, orta ve dar gelir düzeyli insanlardır. On milyonlarca cirolara hükmeden bir firmanın, yapacağı yatırımla, meydana getireceği bir tesisi, bizlerin kullanabilmesi, ekonomik gerçeklerle taban tabana zıttır ve mümkün değildir. Bu yönüyle devlet büyüklerimizden önemle ricamız, emirleri altında çalışan bürokrat kadroların, bu, halkın yararından uzak, imza attıkları uygulamalara, bir an önce son vermelerini sağlamaları, içimizi sızlatan bu durumun, bir an önce düzeltilerek, bayrama rahat ve huzurlu bir şekilde girmemizin sağlanmasını diliyor ve bekliyoruz.

"BU ALANLARIN KAÇ METREKARESİNİ MEZARA GÖTÜREBİLECEKSİNİZ?"

Bir sözümüzde, adını henüz bilmediğimiz ihaleci firma sahiplerine olacak ki; Bizlerin evvelden beri burayı kullandığımızı bilmenize rağmen, ihaleye çıkıp almaya çalışıyorsunuz. İyi biliniz ki, bu koy, bize ait. Yılın 12 ayı bizler buraya nefes almaya geliyoruz. Yöremizde halkımıza ait bir piknik ve dinlenme alanımız yok. Bu vesileyle sizlere tavsiyemizdir ki, üstümüzde özel helikopterlerinizle uçarak, nerede bir koy kalmış, peşine düşeceğinize, 20 yıldır yatak arz talep dengesi çoktan bozulmuş ve acentelerin esirliğine düşmüş turizmi, nasıl kurtarabilirsiniz, günlüğü 20 dolarlara inen 5 yıldızlı otelleri, nasıl daha verimli pazarlayabilirsiniz, enerjinizi bunlara harcayınız. Ve kendinize bir sorunuz, halkın rızasını almadan, halkın hakkına girerek, halktan koparmaya çalıştığınız bu yerlerin, kaç metrekaresini, öldüğünüzde mezara götürebileceksiniz. Bunları bir an olsun kendinize sorup, düşünmekte misiniz? Lütfen düşününüz.

Son olarak şunu bilmeliyiz ki; İnsanlar çoğalıyor. Aynı oranda, doğal alan ihtiyacı da çoğalıyor…. Fakat bu tabiat alanlarımız artmıyor, aksine bu tür hadiseler sebebiyle hızla azalmakta…. Bunlar son koylarımız ve böyle giderse, bir gün hiç kalmayacak.

Burada bulunan yediden yetmiş yediye halkımız, yapılaşmadan şimdiye kadar kendisini koruyabilmiş bu son koyların, bekçileridir…

Katılımınız ve hassasiyetleriniz için, Halkımız ve doğa seven insanlar adına, hepinize teşekkür ederiz.

Tekirova Sivil Toplum Platformu

Tekirova Mahalle Muhtarlığı

Beycik Mahalle Muhtarlığı

Ulupınar Mahalle Muhtarlığı

Alakır Doğa Kültür Dergisi

Çıralıyı Sevenler Derneği

Kemer Doğa Dostları Derneği

Kemer Esnaf Derneği

Kemer iş Adamları Derneği

Kemer Yörükler Derneği

S.S. Ulupınar Çevre Ve Koruma ve işletme Kooperatifi

Tekirova Taksiciler Kooperatifi

 


YORUMLAR

  • 0 Yorum