Hani biri vardır ya, kimse yokken bile yanındadır. Bedenen olamasa bile yanında varlığını hissedersin daima. Hayata gözlerini açtığında ilk onu görür, ona güvenirsin. Hep ağladığında adını sayıklarsın “anne” diye. Annedir o. Hem doğurarak hem büyüterek çekmiştir çileyi. Sırdaşındır. İdoldür aslında bize. Ne yaşarsa yaşasın daima pozitiftir. Eşsizlik onların doğasından vardır. Biz farkında olmasak da aslında ellerinde olmadan iyi rol yaparlar. Sırf üzüntüleri bize yansımasın, üzülmeyelim diye.
Bir insanı sonsuz denecek kadar sevmek ve güvenmek büyük cesaret ister. Ama o insan yüreğinizdeki merhamet tohumlarının sahibi ise bu doğuştan size bahşedilendir. Sadece doğurmak değildir annelik. Bir çocuğa bakmak, büyütmek de anneliktir. Hastalanınca sabahlara kadar başınızda bekleyip çıkmış olan ateşinizi düşürmeye çalışmak, size bir şey olacak da canınız acıyacak diye endişelenmek, gözünüzden düşen tek bir inci tanesinden bile canının acıması...
Karanlık bir tünelin ucundaki aydınlıktır annem benim için. Ne kadar yanlış yollara saparsam sapayım, ne kadar yönümü bulamazsam bulayım, onun ışığında bulurum yönümü. Doğru yönü bulup, oraya varınca da kollarında olmanın verdiği huzuru yaşarım hep. Annesiz bir çocuk çatısız bir eve benzer. Yağmur yağar, şimşek çarpar, güneş açar ama eksiksindir. Özlem dolusundur.
Bir anne, yüreği dibinde her zaman bir af bulunan uçurumdur. Yeryüzünün kanatsız melekleridir anneler. Görünmeyen kanatlarının altına nice hayatlar saklarlar. Nice güzelliklere ev sahipliği yaparlar