İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener partisinin grup toplantısında konuştu. Konuşması öncesi belediye başkan adaylarını tanıtan Akşener, "Belediye başkan adaylarımız önemli bir yolculuğa çıkıyorlar" diyerek başarılar diledi.
Çorlu tren kazası davasını hatırlatan İYİ Parti lideri, "Bugün, Çorlu'daki acı tren kazasıyla ilgili karar verilecek. Nasıl bir karar verileceğini bilmiyoruz, umarım vicdanları karalayan milletimizin adalete olan güvenini yıkmayan, vicdanları karartmayan bir karar çıkar" dedi.
İSVEÇ'İN NATO ÜYELİĞİNE TEPKİ
"Dün Gazi Meclisimiz'de gerçekleşen oylamaya değinmek istiyorum" diyen Akşener, "İsveç'in NATO'ya katılım protokolü İYİ Parti'nin hayır oyuna rağmen Cumhur İttifakı ve CHP'nin oylarıyla kabul edildi. Milli güvenliğimiz için talep ettiğimiz hususlar yerine getirilmemiş, kabul edilebilir adımlar atılmamış olmasına rağmen, ülkemizin elindeki koz elimizden uçup gitti. Biz İYİ Parti olarak bu konuda en başında ne söylediysek onun savunucusu olduk. NATO'nun genişleme sürecini önemli bulsak da Türkiye'nin çıkarları, onuru ve saygınlığı bizim için önemliydi. Öyle bir oylama yaşadık ki adeta turnusol kağıdı niteliğindeydi, nice tornistanları izledik" diye konuştu.
Akşener, "İYİ Parti olarak dün milletimize bir kez daha gösterdik ki; ülkesinin çıkarlarını, onurunu ve saygınlığını her şeyin üzerinde gören bir İYİ Parti var. Hür ve müstakil düsturuyla Türk milletinin meşalesini tutanlar var" dedi.
TÜİK'İN ENFLASYON AÇIKLAMASI
"Ülkemizin en önemli sorunlarından biri gerçek sorunların konuşmaması" diye sözlerini sürdüren İYİ Parti lideri Akşener, "Çirkin anlayış siyaseti esir almış durumda. Bu siyaset anlayışı 21 yıldır milletimize hiçbir şey vermedi, vermiyor. Türkiye gerçekleri konuşamadıkça, yalan sarmallarında çok daha büyük sorunlara doğru sürükleniyor" dedi.
TÜİK'in raporunu işaret eden Akşener, "Neymiş vatandaş, açıklanan enflasyonun iki katını hissediyormuş. Yani TÜİK enflasyon rakamlarını açıklıyor ama biz iki katını hissediyormuşuz. İstatistik kurumu değil, meteoroloji enstitüsü. Aradaki farkın sebebi de Balkanlar'dan gelen yüksek enflasyon dalgası ve ya döviz kurlarındaki nem oranı değil; tüketim alışkanlıkları ve harcama kalıplarıymış. Yani sorun 85 milyondaymış. İşte Türkiye'nin en önemli kurumlardan birinin düşürüldüğü durum" ifadelerini kullandı.
Akşener sözlerini şöyle sürdürdü:
"Milletin tüketim alışkanlıkları yanlış demek, 'ekmek bulamıyorsan tuğla ye' demekle aynı şeydir. Hiç suçu vatandaşa atıp işin içinde sıyrılmaya kalkmayın. TÜİK bir itirafta bulunmuş. Yani enflasyonun yüzde 64,7 değil, yüzde 129,4 olarak vatandaşa yansıdığını açıklamış. Size düşen maaş zamlarını bir an önce güncellemektir. Buyurun size milletin hissettiği gerçek enflasyon. Hodri meydan."
"EMEKLİ MAAŞLARINI ASGARİ ÜCRETLE EŞİTLEYİN"
Emekli maaşlarının asgari ücret düzeyine yükseltilmesi gerektiğini vurgulayan Akşener, "Şayet asgari ücret, asgari ücretse emekli maaşı nasıl asgari ücretin altında olabiliyor? 3 yıldır emekli maaşlarını asgari ücretle eşitleyin çağrısı yapıyoruz. Emeklilerimiz için her geçen gün kötüleşen tabloyla karşı karşıyayız. Daha 10 yıl önce asgari ücretin yüzde 24 üzerinde maaş alan emeklilerimiz bugün neredeyse asgari ücretin yarısı kadar maaş alıyor" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'a çağrı yapan İYİ Parti lideri Akşener şunları söyledi:
"Sayın Erdoğan, emeklilerimiz üzerindeki ağır yükü kaldırın. En düşük maaşını asgari ücret seviyesine çıkarın. Kök maaş işinden vazgeçin. Yüksek ücret üzerinden prim ödeyenleri cezalandırmayın. Emeklilerimiz kendi hayatlarında değil, evlatlarının hayatlarından da sorumlu."
İSTANBUL ADAYI BUĞRA KAVUNCU
Meral Akşener İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nde Buğra Kavuncu'yu, Balıkesir'de Turhan Çömez'i ve Sincan'da da Fatih Koca'yı aday gösterdiklerini söyledi.
KAYMAKAM-İMAM TARTIŞMASI
* Bir cami imamının, hutbede; şehitlerimizle ilgili bölümü, okumaması rezaleti üzerinden; yine bir kavga çıktı. Üstelik, o kadar vahim bir kavga ki… Bir yanda imam, kendisine baskı yapıldığını söylüyor. Diğer yanda ise, imama görevini hatırlatan kaymakamla ilgili; sözde iddialar havada uçuşuyor. Kaymakamın bıyığının şekli bile; şehitlerimizin, aziz hatırasına yapılan saygısızlığın, önüne geçiyor.
* Allah aşkına, böyle bir rezalet olabilir mi? Bu devletin imamına kim, neden ve nasıl baskı yapıyor? Hayırdır? Türkiye’de bölgelere göre, çok hukuklu bir düzene mi geçtik? Yerine göre, camisine göre, baskısına göre; farklı hutbeler okutmaya mı başladık? Devleti yönetenler, bunları neden açığa çıkarmıyor? Diyanet neden sessiz kalıyor?
"SEVİNCİMİZDE DE ORTAKLAŞAMADIK"
* Biliyorsunuz, 19 Ocak gecesi; Cumhuriyet tarihimizde, bir ilk yaşandı. Astronotumuz, Alper Gezeravcı; uzaya çıkan, ilk Türk oldu. Cumhuriyetimizin, 100’üncü yılında yaşanan, bu güzel gelişme; aslında her Türk’ün, mutlu olacağı bir gelişmeydi. Şanlı bayrağımızın, uluslararası uzay istasyonuna çıkması, her Türk’ün, gururlanacağı bir tabloydu. Ama maalesef; bu konuda bile, utanmazca ayrıştırıldık…
* İlk başta; Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni, iktidardan ibaret görenlerle, onları küçümseyenler arasında; bir garip tartışma başladı. Sonrasında ise, astronotumuzun, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ümüzü anarak; “İstikbal göklerdedir!” demesi üzerinden; bu sefer de, tersine bir meydan okuma alanı oluşturuldu. Atatürk’ümüze düşman olanlarla; kendi tapulu mülkü zannedenlerin; bol gürültülü, horoz dövüşünün ortasında; millet olarak, yine bir sevincimizde, bir gururumuzda, ortaklaşamadık.
"2023 BİTTİ AMA AYA SERT İNİŞ YAPILMADI"
* Oysa; Bir yandan gururlanırken; Bir yandan da, tartışılması gereken şeyler yok muydu?Elbette vardı. Ama tartışmamız gereken şey; Atatürk değildi. Tartışmamız gereken şey; Astronotumuzun, siyasi tercihleri değildi. Tartışmamız gereken şey; milletimize verilen sözlerdi. Hatırlayın; Daha 2021 yılında, Sayın Erdoğan, bir söz vermişti. Demişti ki; “İlk aşamada, 2023 yılı sonunda, yakın dünya yörüngesinde ateşleyeceğimiz, kendi millî ve özgün, hibrit roketimizle, aya ulaşarak, sert iniş gerçekleştireceğiz.” 2023 bitti, ama aya sert iniş yapılamadı. Asıl sorgulanması, asıl tartışılması gereken, işte buydu.
* Yıl oldu 2024… Ama biz, bir başka ülkenin, ticari bir şirketi aracılıyla; bir vatandaşımızı, uzaya gönderebildik. İşte bizim asıl tartışmamız gereken; Bunu, kendi imkân ve kabiliyetlerimizle; kendi teknolojimizle; neden hâlâ yapamadığımızdı!
* Bizim asıl tartışmamız gereken; Küresel rekabetin, en önemli merkezlerinden birinde olup da; uluslararası rekabet gücümüzü, neden hâlâ artıramadığımızdı. Ve her şeyden önce, bizim asıl tartışmamız gereken şey; Tüm bunları yapabilecek güçte bir ekonomiye, neden hâlâ sahip olamadığımızdı.
YORUMLAR