Ekonomistler açıkladı: Merkez'i gece yarısı harekete geçiren rezervlermiş!

Merkez Bankası'nın gece yarısı aldığı kararla, TL'yi destekleyici bir takım düzenlemelere gidilmesini yorumlayan ekonomistler rezervlerdeki erimeye işaret etti: "Amaç: Yapılan hukuksuzluklar sonucu eriyen rezervleri biriktirmek ve TL'yi cazip hale getirmek."

Ekonomistler açıkladı: Merkez'i gece yarısı harekete geçiren rezervlermiş!

Merkez Bankası'nın gece yarısı aldığı kararla, TL'yi destekleyici bir takım düzenlemelere gidilmesini yorumlayan ekonomistler rezervlerdeki erimeye işaret etti: "Amaç: Yapılan hukuksuzluklar sonucu eriyen rezervleri biriktirmek ve TL'yi cazip hale getirmek."

Ekonomistler açıkladı: Merkez'i gece yarısı harekete geçiren rezervlermiş!
03 Mayıs 2025 - 11:23

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), finansal istikrarı güçlendirmek ve Türk lirasına geçişi hızlandırmak amacıyla yeni makroihtiyati adımlar attı. Açıklanan düzenlemeler; zorunlu karşılık oranları, faiz uygulamaları ve ihracat gelirlerinin dönüşümüne yönelik kapsamlı değişiklikler içeriyor.

Merkez Bankası’nın TL’ye geçişi teşvik eden ve doları sınırlayan bu adımını yorumlayan ekonomistlerin bir kısmı, 19 Mart operasyonunun ardından hızla eriyen dolar rezervlerini toparlamak istendiğini bildirirken, bazı ekonomistler de "başa döndük" değerlendirmesinde bulundu.

Adımı olumlu bulan ekonomistler, MB'nin rezervlerdeki erimeyi bu adımlar frenleyebileceğini söyledi.

TCMB, Sorunlu karşılık oranlarından faiz uygulamalarına, ihracat döviz gelirlerinin dönüşümüne kadar birçok karar açıklanırken, yabancı para mevduatlar için zorunlu karşılık oranları artırıldı.

Ekonomim'den Şeyda Uyanık'ın derlediğine göre ekonomistler MB'nin kararına yorumları şöyle oldu:

Merkez Bankası eski Başkan Yardımcılarından İbrahim Turhan

“Bağlam ne demektir?

Sosyal bilimlerde olguların kendilerini oluşturan, çevreleyen ve biçimlendiren şartlarla ve diğer olgularla birlikte oluşturduğu bütünlük içindeki yerinin önemini bilirsiniz. Bağlamın olguya farklı anlamlar ve işlevler kazandırabildiğini de bilirsiniz.

Ama “finansçı/piyasacı” bakış açısıyla yüzeysel bir değerlendirme yapanlar “başa döndük, hatta daha kötü oldu, bu önlemleri eskiden de almışlardı, vb…” ifadeler kullanabilir.

Merkez Bankası bütün para politikası araçlarını serbestçe ve gereği gibi kullanabiliyorsa, ekonomi politikası akılcı biçimde ve bütünsel bir yaklaşımla uygulanıyorsa makro ihtiyati önlemler yararlı ve hatta bazı durumlarda gerekli olur.

2008 Küresel Krizinin yarattığı olumsuzlukları yönetirken Merkez Bankası bunun en iyi örneklerinden birini sergiledi. Hem başarılı oldu hem dünyadan övgü aldı. Neredeyse aynı önlemler bir süre sonra başka bir bağlamda büyük bir soruna yol açtı ve Bankaya itibar kaybettirdi.”

"AZ GİTTİK UZ GİTTİK, BAŞLADIĞIMIZ YERE GERİ GELMİŞİZ

Prof. Dr. Burak Arzova, düzenlemeler için şu yorumu yaptı:

“Az gittik uz gittik, dere tepe düz gittik, bir de baktık ki başladığımız yere geri gelmişiz”

"ISRAR DESEM DEĞİL, İNAT DESEM AZ KALIR"

Prof. Dr. Emre Alkin:

"Israr desem değil, inat desem az kalır. Tarifi mümkün değil"

"BURADAN BİR MUCİZE BEKLEMEMEK GEREKİR"

“Faiz artışı sonrası bu tarz ek önlemler gelmesi an meselesi olduğu için şaşırtıcı değil” diyerek karara şaşırmadığını aktaran Tufan Cömert, düzenlemeleri şu şekilde yorumladı:

“Zorunlu karşılık artışları brüt, ihracatçı döviz satışları net rezervlere girer. TCMB ihracat kanalından rezervlere ne kadar katkı olduğunu açıklamıyor. Bir sonraki adım, gerekirse, yerli bankalarla yeniden swaplara başlamak olacak. Açıklanan önlemler rezervlere dair kaygıları kısmen yatıştırır, TL’yi destekler. Genel olarak Türk varlıkları için olumlu derim. Ancak rezervlerde kalıcı bir toparlanma görmemiz, en iyi senaryoda dahi zaman alacak. O yüzden buradan bir mucize beklememek gerekir. Ana senaryom faize birkaç ay hiç dokunulmaması, bu esnada TL’deki kontrollü değer kaybı hızının bir miktar artırılması - Reel değerlenme politikasına devam şartı ile.”

"DEZENFLASYON PROGRAMI ÇÖP OLDU"

Prof. Dr. Yakup Küçükkale, şu değerlendirmede bulundu:

“Şubat 2024'te sn. Akçay: 'İçinde bulunduğumuz setting'i size hatırlatayım. Fonlama maliyeti mevduat faizi linki kopmuş. Politika faizi enflasyon linki kopmuş. Faiz enflasyon linki kopmuş. Faiz kur linki kopmuş. Biz daha 7 aydır bu kopan link'leri kurmaya çalışıyoruz.' demişti... Linklerdeki kopuşu da Nurettin Nebati döneminde uygulamaya konulan makroihtiyati tedbirlere bağlamıştı... En taze makroihtiyati tedbirler aşağıda. Nebati dönemindekinden çok da farklı sayılmaz. Bankalara yine "Liralaşma hedefi" var, "ihracatçı firmaların kazançlarının TCMB'ye getirilmesi zorunluluğu" var vs... Kopan linkleri onaramadıkları gibi, ağustos ayına kadar onarılma şansı da yok... "Dezenflasyon programı çöp oldu" diyoruz ya hani. Laf olsun diye demiyoruz...”

"ERİYEN REZERVLERİ BİRİKTİRMEK İÇİN..."

Prof. Dr. Ümit Özlale ise düzenlemelerin kaynağına ilişkin, isim vermeden 19 Mart'a işaret etti. İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun gözeltına alınarak tutuklandığı 19 Mart'tan sonra ekonomide göstergeler sinyal verirken, dolar rezervlerinde art arta rekor erimeler gerçekleşmişti. Üstelik aradan geçen 6 haftaya rağmen erime durdurulabilmiş değil.

Özlale'nin değerlendirmesi şu şekilde oldu:

“Ekonomiyle arası olmayanlar için TCMB kararlarını özetlemeye çalıştım.

Amaç: Yapılan hukuksuzluklar sonucu eriyen rezervleri biriktirmek ve TL'yi cazip hale getirmek

Maliyet: Özellikle ihracatçılar ve dövizle çalışan şirketler için yeni yükler ve maliyetler geliyor. Yani yapılan hukuksuzluğun bedelinin bir kısmı da bu kesime ödetiliyor.

Hangi adımlar atılıyor?

1. Döviz Mevduatlara Yeni Yük: Bankalar, dövizle açılan hesaplar için daha fazla para kenarda tutmak zorunda kalacak. Bu, döviz mevduatları bankalar için daha maliyetli hale getiriyor.

2. Döviz Repo İşlemleri Kısıtlanıyor: Yurt içindeki şirketlerin yaptığı döviz bazlı repo işlemleri (kısa vadeli borçlanma araçları) için bankalara daha yüksek zorunlu karşılık şartı getirildi. Amaç TL’yi cazip hale getirmek.

3. Şirketlere TL Mevduat Baskısı: Bankaların, şirketlerden topladığı TL mevduatın toplam mevduat içindeki oranı %60’tan düşükse, her ay bu oranı artırmaları beklenecek. TL’yi artırmayan banka ceza riskiyle karşı karşıya.

4. TL Zorunlu Karşılıklara Daha Fazla Teşvik: Bankalar TL hesaplar için Merkez Bankası’na yatırdıkları zorunlu karşılıklardan biraz daha fazla getiri alacak. Bu da bankaları TL’ye yönlendirecek.

5. İhracatçıya Döviz Satma Zorunluluğu Devam: İhracat yapan firmalar, döviz gelirlerinin en az %35’ini Merkez Bankası’na satmak zorunda. Bu uygulama 31 Temmuz 2025’e kadar sürecek.

6. Döviz Bozdurana Ekstra Destek: İhracatçı firmaların dövizlerini TL’ye çevirmesi durumunda verilen teşvik oranı artırıldı. 31 Temmuz 2025’e kadar TL’ye çevrilen döviz için %3 destek verilecek."

MODİFİYE GİBİ

Son not: Kavcıoğlu dönemi ile benzerlikler fazla. Fark Ne?

Kavcıoğlu döneminde bu kararlar döviz kurunu baskılamak için daha çok "yangın söndürme" biçimindeydi.

Şimşek & Karahan benzer adımları 'makroihtiyati çerçeve” vurgusuyla sistematik ve süreli olarak atacağını söylüyor. Modifiye gibi düşünün...”

X'te ekonomiye dair değerlendirmeleri dikkat çeken E507 de zorunlu karşılıkların brüt rezervlere etkisini şu şekilde açıkladı:

“Dün gece alınan makro ihtiyati kararlardan, döviz cinsi (YP) zorunlu karşılık artışının etkisi:

Mevcut YP ZK tutarı: $78,46 milyar

Bunu sağlayan ZK oranı: %21

%2 artışın yaratacağı ek ZK meblağı:

78,46 x (2/21) ≈ $7,47 milyar (brüt rezerv artar, net poz. değişmez)

Bu iyi bir tutar. Alınan diğer karar "TL ZK'ya ödenen nemanın 0,01 artırılması". Kredi maliyetine etkisi 1 bp bile değil, 0,1 bp! Zaten kredileri yavaşlatmaya çalışıyorduk. Sistemdeki TL mevduat bu kararla değişmeyecek. ZK'lar mevduat toplamayı değil, kredi vermeyi kolaylaştırır.”

YORUMLAR

  • 0 Yorum