Bizler suç işledik devlet bizleri affetsin demiyoruz; fetocu hakim savcıların adil olmadan yapılan yargılamaları ve onların zamanında açılan dosyaların tecrübesiz hakim savcılar döneminde karara bağlanması ile mağduriyetler had safhaya ulaştı. 2018 yılında Devlet Bahçeli af sözünü vermeden önce, biz yeniden adil yargılanma taleplerinde bulunuyorduk. Ancak; Devlet Bahçeli böyle bir söz verdikten sonra bir anlamda önümüz kapandı ve af beklentisi içine girdik.

Beş yıldır af gelmediği gibi, yeniden yargılama yolu da açılmadı. Cumhuriyet tarihinde çeşitli sebeplerle 47 kez af çıkarıldı,48.affın Türkiye Yüzyılında yeniden yargılama yolu açılmayan kader mahkumları için çıkarılmasını talep ediyoruz. Adli mahkumların Tamamına af istiyoruz: çünkü kategorik olarak hiçbiri birbirinden ayrılamıyor. Örneğin; erken yaşta evli ya da iftiraya uğrayan biri gerçek tecavüzcü ile aynı maddeden yargılanıyor, ya da para karşılığında birini öldüren ile Kadir Şeker gibi suç işlemek istemediği halde suç işlemek zorunda kalan kişiler aynı maddeden yargılanıyor ve aynı ağır cezaları alıyor.

Ayrıca, ülkemizde şöyle bir problem var; parası olan ya da bir yerlerde dayısı olan bir şekilde cezadan yırtıyor ya da daha az ceza alıyor. Mesela Kadir Seker birini öldürmüştü ancak bir kadına yardım ettiği sırada bu cinayet olduğu sebebiyle, kamuoyundan destek aldı ve bu sebeple en az cezayı aldı. Kadir Şeker'den daha masum olup, kamuoyu desteği alamayan ya da dayısı olmayan kişiler cezaevinde çürüyor iken bunların sesi olmayalım mı?

Devletimiz ve hükümetimiz HDP binası önündeki annelerin hatırlarına terörist evlatlarını affediyor; peki fetocu teröristlerin yargıladığı kader mahkumlarının annelerinin hatırlarına evlatları neden affedilmiyor? 2018 yılında Devlet Bahçeli böyle bir söz vermeseydi, pandemi sebebiyle belki de af çıkacaktı. Bu çıkış bir anlamda bunun önünü de kapattı; çünkü af söylemi ağızdan çıktıktan sonra bir an önce yerine gelmediği takdirde konu sulandırılır ve kamuoyundan tepki toplar. Nitekim böyle de oldu; beş senedir af çıkmadı. Ayrıca, kendi ülkelerinde genel affa uğrayan mülteciler bizim ülkemizde özgürce yaşarken, bu ülkenin asli vatandaşları fetocu teröristler tarafından yargılanıp adil olmayan ağır cezalar ile ıslah ortamı asla olmayan cezaevlerinde çürümeye terkediliyor.

Şimdi iktidara, muhalefete ve tüm vicdanlara sesleniyoruz: İlk olarak adil yargılanma hak ihlalleri üzerinden, yeniden adil yargılanma hakkı verilmediğinden, mağduriyetlerin giderilmesi adına, İkinci olarak ülkede hemen hemen her evde bir mahkum ve her ailenin bir oy potansiyeli olduğu gerçeğinden yola çıkarak, yerel seçim öncesi toplumsal barış adına ya da siyasi çıkarlar adına, adli mahkuma af çıkarılmasının sonuçları sandığa mutlaka olumlu yönde yansıyacaktır. İhanetin affı olmaz, hatanın affı olur. Milyonlarca mahkum yakını olarak yaramıza merhem olana destek olacağız.