Postür, yani duruş, aslında bedenimizin sessiz dili. İnsan bedeninin doğal eğrilikleriyle dengede kalabilmesi; kas, eklem ve bağ dokularının uyum içinde çalışması sayesinde mümkün olur. Ancak modern yaşamın getirdiği alışkanlıklar, özellikle uzun süreli oturma, ekran karşısında geçirilen zaman ve hareketsizlik, bu doğal dengeyi bozuyor.
Postür ve Sağlık İlişkisi
Araştırmalar, yanlış duruşun yalnızca omurga sağlığını değil; solunum, dolaşım ve psikolojik iyi oluşu da etkilediğini gösteriyor. Örneğin, Harvard Medical School tarafından yapılan bir çalışmada, kambur bir duruşun göğüs kafesini daraltarak akciğer kapasitesini %30’a kadar azaltabildiği belirtiliyor. Bu durum, hem oksijenlenmeyi hem de zihinsel performansı olumsuz yönde etkiliyor.
Aynı şekilde, Journal of Physical Therapy Science (2016)’da yayımlanan bir araştırma, yanlış postüre sahip bireylerde boyun ve sırt kaslarında kronik gerginlik görüldüğünü; bu kişilerin baş ağrısı ve yorgunluk şikayetlerinin daha fazla olduğunu ortaya koyuyor.
Psikolojik açıdan da duruşumuzun bir yansıması var. Health Psychology (2015) dergisinde yayımlanan bir çalışmada, dik oturan bireylerin kendilerini daha enerjik hissettikleri, stresle daha iyi başa çıktıkları ve özgüven düzeylerinin daha yüksek olduğu gösterilmiş. Yani duruş, yalnızca bedenimizi değil, zihin dünyamızı da doğrudan etkiliyor.
Modern Hayatın Postür Tuzakları
Bugün en sık karşılaşılan postür bozuklukları arasında öne eğik baş (forward head posture) ve kapanan omuzlar var. Günde ortalama 4-5 saat telefon ekranına bakan bir yetişkinin boynu, normalden 20–30 derece öne eğiliyor. Bu, omurga üzerine yaklaşık 15–20 kilogram ek yük bindiriyor. Uzun vadede bu durum, omurga disklerinde dejenerasyon ve kronik ağrılarla sonuçlanabiliyor.
Doğru Postür İçin Küçük Adımlar
Günlük yaşamda postürü desteklemek için büyük değişimlere gerek yok. Küçük ama düzenli alışkanlıklar fark yaratır:
*Her 30 dakikada bir kalkın ve hareket edin. Kas-iskelet sistemi uzun süre sabit kalmaya uygun değildir.
*Telefonu göz hizasında kullanın. Boynunuzu öne eğmekten kaçının.
*Nefes farkındalığı geliştirin. Diyaframdan alınan derin nefes, gövdeyi otomatik olarak dikleştirir.
*Egzersizle destekleyin. Özellikle pilates, yoga ve core kaslarını güçlendiren egzersizler, omurga sağlığı için temel destektir.
*Ergonomiye dikkat edin. Masa, sandalye ve ekran yüksekliği, omurga eğriliklerini koruyacak şekilde ayarlanmalıdır.
Bir Yaşam Felsefesi olarak Dik Durmak
Mesleki deneyimlerim bana gösterdi ki, postür yalnızca bedensel ağrıların çözümü değil, aynı zamanda yaşam kalitesinin de anahtarıdır. Dik duran bir beden; daha rahat nefes alır, daha enerjik hisseder ve kendini daha güçlü ifade eder.
Unutmayalım ki, postürümüz yalnızca omurgamızın değil, zihnimizin ve ruhumuzun da taşıyıcısıdır. Duruşumuzu korumak, hem bedensel sağlığımıza hem de zihinsel gücümüze yapılacak en değerli yatırımdır.
@dr.fadimedoymaz
fadimedoymaz@gmail.com


YORUMLAR