Bel Ağrısı ile İlgili 5 Altın Madde

Dünya Sağlık Örgütü’nün verilerine göre bel ağrısı toplumda en çok karşılaşılan ve en çok işgücü kaybına yol açan kas iskelet sistemi problemlerinden birisidir. Hatta her insanın hayatında en az bir kere bel ağrısı yaşadığı veya yaşayacağı bildirilmektedir. O zaman hadi gelin beraber neden belimiz ağrıyor inceleyelim. 
Aslında insanoğlunu diğer memelilerden ayıran çok önemli bir faktör var. Diğer memeliler dört ayak üzerinde dururken insanoğlu iki ayak üzerinde durmaktadır.  Bu da omurgaya binen yükü çok fazla değiştirmektedir. Dört ayak üzerindeki canlılar insanın aksine bel ağrısı yaşamazlar. İnsanın dik duruşunun  tabi ki bir bedeli olacaktır. İşte bel ağrısı ödediğimiz bedellerden birisidir. 
Normalde bu dik duruşta herhangi bir efor harcamamamız gerekir. Ama eğer biz kaslarımızı hiç çalıştırmazsak, esnetip germezsek zamanla sistemde bozulmalar oluşacaktır. Tabi ki tek sorun kaslarımızı çalıştırmamak değil. İnsan dediğimiz varlık çok boyutludur; beden, zihin ve ruhtan oluşur. Bu yüzden yaşadığımız sıkıntılar mutlaka sistemimizi etkileyecektir. Yapılan bilimsel çalışmalarda bel ağrısının sebeplerinin %80’i psikososyal olarak bulunmuştur. 
Genellikle hastalar bize geldiklerinde ‘ayakkabımı bağlarken belimden bir ses geldi’ ‘yatakta dönerken aniden belimde ağrı başladı’ gibi başlangıçlardan bahsederler. Tabi ki bu başlangıç noktaları önemlidir ama bunun öncesinde beldeki o ağrıya yol açan süreçler de önemlidir. 
O zaman gelin beraber bel ağrısı ile ilgili aklımızda tutmamız gereken önemli maddelerden bahsedelim. 
1. Bel ağrısı bir hastalık değil, bir belirtidir.
Genellikle kas-iskelet sistemi kaynaklı olsa da, iç organlardan veya sinir sisteminden de kaynaklanabilir. Bu yüzden tek bir nedeni yoktur, değerlendirme kişiye özel olmalıdır.
2. Ağrı şiddeti, hasarın şiddetiyle her zaman ilişkili değildir.
MR'da fıtık görünmesi mutlaka ağrı yapacak demek değildir. Tam tersi de geçerlidir; görüntülemede sorun çıkmasa da kişi ciddi ağrı yaşayabilir. Ağrıyı beynin yorumladığını unutmamak gerekir.
3. Hareket etmek bel ağrısının en etkili ilacıdır.
Uzun süreli yatak istirahati önerilmez. Ağrıyı artırmayan hareketler, yürüyüş, klinik pilates gibi kontrollü egzersizler iyileşmeyi destekler.
4. Stres ve duygusal yükler bel ağrısını etkileyebilir.
Duygusal baskılar, kaygı ve geçmiş travmalar vücutta gerginlik yaratabilir. Özellikle bel bölgesi, yük ve sorumluluk hissiyle ilişkilidir. 
5. Her bel ağrısı fıtık değildir, her fıtık da ameliyat gerektirmez.
Fıtık vakalarının sadece %5’i cerrahi müdahale gerektirir. 
Buradan anlıyoruz ki bel ağrılarının %95’i ameliyatsız iyileşebilir. O yüzden bir hekime gidip tanı aldıktan sonra uygun fizyoterapi yaklaşımları çözüm bulmanızı sağlayacaktır. Özellikle yaşam tarzı değişiklikleri yapmak gerçekten de kalıcı çözüm olacaktır. 
@dr.fadimedoymaz
fadimedoymaz@gmail.com