Türkücü Başkan'a 'Sen önce şunları açıkla,...
Fakir  Yılmaz

Fakir Yılmaz

Yazıyorsam bir sebebi var

Türkücü Başkan'a 'Sen önce şunları açıkla, gazetecilerle değil, kavurmacı yalakacılarında mektubunu yazsın

19 Kasım 2025 - 15:36

.
*Sen önce 'konser verdim, burs dağıttım..' dediğin paraların,
*Sen önce eski garajın yeri, mezarlık arsaları dahil sattığın onca arsaların paralarını..
*Sen önce emekli vekilliğin yanında belediye başkanlığı için aldığın maaşı..
*Sen önce Adapazarı'na pardon Ardahan'a kule yapacak denen ve başkanı çeper taşları ile mutlu olan vakıftan aldığın paraları..
*2 Dönemdir inmediğin uçak paralarını kime ödettiğini..
*Sen Önce aldığın yatın parasını..
*Sen Önce SERKA'nın yaptığı kasiyeri kim olduğuna cevap vermediğin lokantadan elde ettiğin paraların hesabını,
*Sen önce onca araç ve malzemeyi sattığın hurdacıların adını ve İbanlarının hesabını var?
*Sen önce sahaya çıkamayacak durumda olan ve sporcuları, teknik heyeti aç kalan, valinin yetiştiği Serhat Ardahanspor'a neden sahip çıkmadığını..
Ve başta çekim yapan inşaatçılardan olmak üzere rüşvet almak için sık sık kullanıldığı söylenen TOKİ bloklarına, yeni özel sektör Konutlarına giden, tehdit edilen esnaflara giden o yoldan yani İbanlı yoldan hangi gazetecinin senin İBAN'ınını kullandığını açıkla..
Yukarıda ki bu soruyu 36 yıldır alnın teri ile gazeteci olan bana özel olarak açıklamasan çok şereflisin derim..
Ve sen ceddiniz nerede derken ceddin nerede olduğu, hangi kırmızılı için sık sık İstanbul'a geldiğini açıkla ki İbanla yetmedi merdiven altı Kavurmacılarla beslediğin yalakan söz de gazeteciler ve sanalcıların da yazsın..
Evet, Kanada'da bulunan Kars adlı kentin yanında Türki Cumhuriyeti kandaşlarımızın tanımadığı, tam tersi ve zıddı olarak Güneyini tanıyıp, temsilcilik, konsolosluk açtığı Kuzey Kıbrıs'ta Ardahan adında bir köyün olduğunu biliyor musunuz?
Bilmem ama bu ülkede her yıl bin kişinin üzerinde insanın göç ettiği Ardahan'ı çantacı milletvekillerinin ardından seçimden seçime çantasını alıp, gelen ve Ardahan'da bir evi bile olmayan belediye başkanları tarafından idare edildiğini ben biliyorum..
'Başkan oldukları memlekete bir evleri bile yok..' derken, eline aldığı çanta ile İstanbul'dan gelip, DSP'den seçilip, önce AK Parti'ye sonra hakimin çektiği kura ile başkanlığına devam eden Çıldır'ın kurada çıkan belediye başkanının dükkanının olduğunu ve 3 rakamlı bir markete kiraya verdiğini de bilen var mı bilmem ama ben biliyor, hatta haberini de manşetten vermiş, 'Reklamlarınızla yerelden ulusala özgür gazetecilik..' diyen gazetelerimizin aracılığıyla ulusal basının ekranlarına yansıtmıştıkta..
Evet, Gazeteci bir meslektaşımın gidip, röportaj yaptığı ama 'Bunu söylerken kime, yoksa bana mı diyorsun?' diye bir soru sormadığı türkücü biri yine bir türkü söylemiş ve kendisini manşetlere taşıyan gazeteciler dahil tüm meslektaşlarımızı İBANcılıkla suçlamış..
Ki aynı başkanın İBAN üzerinden gelip, giden paralar dolaysıyla İstanbul Şişli'de bulunan ve kendisinin de bir dönem başkanlığını yaptığı türkücülerin kurduğu stk'nın da senin döneminde davalık olduğunu da biliyor o gazeteciler..
Neyse diyerek, İBAN'cılıkla suçlanan Ardahan'da ki gazetecilerin Deniz Başlı mı, Günay Nuh mu, Önder Yıldız mı, Özkan Karakaya mı, Barış Bilgin mi, Dinçer Aktemur mu, Suat İncedere mi, Mehmet Avşar'mı, Şenol Kirman mı yada ben mi belki de zorunlu emekli olduktan sonra gazeteciliğe soyunan Zafer Tahiroğlu veya Ahmet Demirbaş, Yaşar Geler gibi gazeteciliğe değil de yapay zeka ChatGPT'ye yazdırdıkları hazır yazılarla yazarlığa soyunanlar mı bilmem ama gazetecileri İBANcılıkla suçlayan türkücü ağzında kürdanla sözde bir açıklama yapmış..
Ve, aday olmak için gittiği siyasi kapılarda kalma bir alışkanlık olmalı ki; 'Benimle görüşecekler önce falan yere bağış yapsın' demiş ve 'Beni aday et' dediği abilerinin de 'İyide sen önce şuraya hele bir İbanla havale et..' deyip, siyasette de aynı yolu tarif ettiklerini de bilen bir gazeteciyim..
Ve bu türkücünün başında olduğu kenttin ve hesabı verilmeyen 40 milyonluk geceyi düzenleyen Serhat Ardahan Spor'un bir önceki ekibin başkan yardımcısı olduğunu unutmuşçasına Serhat denen futbol takımının şu anda valiliğin verdiği binada aç kaldıklarından, valinin 150 bin liralık gıda desteği verdiğinden de haberdardı..
Şimdi soruyorum başında olduğun belediye kurulduğundan bu yana ben dahil hangi gazeteciye fatura yada iban kesildiğini ve senin abone ayakları ile seni göklere çıkaran haberler yaptırdığın, kıytırıktan dergi çıkarttığın matbaa ve ajansları da açıkla..
Açıkla ki;
Gazetecilik .. O siroz eden alkolün etkisinden kendisini kurtaramayan küçük zekanla ele saz teline dokunup, sana yağ yapan birileri gibi oradan buradan çaldıkları ile al/yapıştırla gazetecilik, yazarlık ve türkü söylemeye ve çalmaya benzemez..
Ha bu arada başkan derken bu yazılanlar, son seçimde 'Kent uzlaşısı' denen ama 'terör' suçu diye savcılarca kayda geçen uzlaşma ile sana İstanbul Esenyurt'tan taaa oralara başkanlık hediye eden ama bir gün gidip, cezaevinde ziyaret etmekten korktuğun ve benim haber ve yorumlarımla aslanlar gibi savunduğum ve 'geçmiş olsun' dediğim Vanlı Prof. başkana hiç değil..
Ve bu sorduklarım, AK Parti'ye geçti diye 'topuğu kırıldı' denen Efe'ye hiç değil, senin gibi her an parti değişeceği söylenen ve ben buradayken senin söz verdiğin 'DEM'liler belediyeye giremez' diyen Afyon'a da değil, sana hiç değil..
Çünkü İmanı kendine seni adam yerine değil kadınlara bile saygısızlık olur diye helwacılar gibi bir yere koymadığımı da bil..
Ve yukarıda saydıklarım dahil, onca iddialara, şikayetlere karşın ne hikmetse sana dokunmadıklarıyla eleştirilen savcılardan olan İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne (İBB) ye yönelik yolsuzluk soruşturması kapsamında gözaltı değil, nazikçe, 'ifadelerinin alınması için' (!) denerek emniyete çağrıldığı söylenen gazeteciler Soner Yalçın, Yavuz Oğhan, Şaban Sevinç, Batuhan Çolak, Ruşen Çakır ve Aslı Aydıntaşbaş’ın ve onca gazetecinin gerçek gazetecilik yaparken senin gibi ucuzcuların kendileri gibi çok ucuz bir yol olan iftiracı, ibanlı suçlamalarla karşı karşıya kaldığı ülkede gazeteciliğin kürdanlı kirli ağzınla ne kadar zor da olduğunu okurum bilsin..
Ve yine Ağustos Böceğinden beter siyaset ayağı ile saz çalıp, türkü söylemekle kirvelik yolları ile geldikleri ve hiçte hak etmedikleri makamlarda o kent, o ülke de boşa geçen sürelerini doldururken arkalarından bir çeşme dahil kendilerini anımsatacak bir eser bırakmadan siyasetin tozlu raflarında kayıp olup, giden  senin gibi siyasileri hala yazan ve alınlarının akıyla aslanlar gibi sahada olan gazetecilere çamur atma adına olmayan imanı bir kenara koyup, aslında kendilerinin o çok sevdikleri ibbanla gazetecilere iftira atan İ. alçaklarda bu yazımın kendilerine İbbanla değil, internetle geldiğini, geleceğini de bir kenarlarına not etsin..

YORUMLAR

  • 0 Yorum