Dünyanın gözleri önünde, uluslararası hukukun en temel ilkeleri bir kez daha ihlal ediliyor. İsrail’in Filistin topraklarında yıllardır süregelen uygulamaları, sadece bir “çatışma” ya da “güvenlik önlemi” olarak tanımlanamaz. Bugün yaşananlar, artık açıkça sistematik bir baskı, işgal ve insanlık suçu boyutuna ulaşmıştır.
Birleşmiş Milletler’in tanımına göre insanlık suçu, "sivil halka karşı yaygın ve sistematik saldırılar"ı kapsar. Bu tanım, Gazze ve Batı Şeria’da yaşananlara birebir uymaktadır. Sivillere yönelik orantısız güç kullanımı, toplu cezalandırma, hastane ve okul gibi sivil altyapının hedef alınması, abluka altında yaşanan insani felaket… Bunların hepsi sadece savaş suçları değil, aynı zamanda insanlık onuruna karşı işlenmiş suçlardır.
2023 ve 2024 yıllarında Gazze’de yaşananlar, bu gerçeği bir kez daha gözler önüne serdi. On binlerce sivilin yaşamını yitirmesi, evlerin yerle bir edilmesi, insanların açlıkla ve ilaçsızlıkla sınanması… Bunlar rastlantısal değil, sistematik bir yıkımın parçalarıdır. Bir halkın yaşam hakkı, özgürlüğü ve geleceği, adım adım yok ediliyor.
İsrail yönetimi, her saldırısını “meşru müdafaa” olarak sunuyor. Ancak uluslararası hukuk, meşru müdafaayı sivillere karşı sınırsız bir şiddet hakkı olarak tanımlamaz. İşgal altındaki topraklarda orantısız güç kullanmak, sivil halkı abluka altına almak ve zorla yerinden etmek gibi uygulamalar, Cenevre Sözleşmeleri'ne açıkça aykırıdır.
Uluslararası toplum ise bu suçlara karşı büyük oranda sessiz kalmaktadır. Batılı devletler, çıkar ilişkileri uğruna çifte standart uygulamaktan geri durmuyor. Ukrayna’da gösterilen duyarlılık, ne yazık ki Filistin için gösterilmiyor. Bu sessizlik, İsrail’in uluslararası hukuku ihlal etme cesaretini artırıyor.
Ancak tarih, susanları da yargılar. Bugün Gazze’de bombalanan sadece binalar değil; insanlık vicdanıdır. Bu nedenle, olan biteni "çatışma", "gerilim", "karşılıklı şiddet" gibi nötr kelimelerle tanımlamak, gerçeği çarpıtmaktır. Adını koyalım: Filistin’de bir halk sistematik olarak yok sayılıyor, baskılanıyor ve yok ediliyor.
Bu insanlık suçlarını görmezden gelmek, yalnızca Filistin halkına değil, insanlık tarihine karşı da bir ihanettir. Sessiz kalmak, suça ortak olmaktır.
YORUMLAR