Duygularını Yönetemeyen, Hayatını Yönetemez
Prof. Dr. Kürşat Şahin YILDIRIMER

Prof. Dr. Kürşat Şahin YILDIRIMER

Duygularını Yönetemeyen, Hayatını Yönetemez

07 Ağustos 2025 - 08:31

Duyguların Sessiz Dehası: EQ, Modern Hayatın Yeni Zekâ Biçimi…

“Zeki ama bir türlü başaramıyor.”
“Çok başarılı ama insan ilişkileri sıfır.”
“Duygularını hiç kontrol edemiyor, her şey mahvoluyor.”
Bu cümleleri hayatımızda kaç kez kurduk, kaç kez duyduk? 

Belki de sorun, yıllardır başarıyı yalnızca IQ ile ölçmemizdi. Ancak artık bu düşünce değişiyor. Çünkü çağımızın yeni kahramanı: Duygusal Zekâ (EQ).

Amerikalı psikolog Dr. Daniel Goleman, duygusal zekâyı sadece bir kavram değil, yaşam başarısının belirleyici dinamiği olarak tanımlıyor. Ona göre EQ, özbilinç, azim, dürtü kontrolü, empati ve sosyal beceriler gibi temel yapı taşlarına dayanıyor. Ve daha da önemlisi, doğuştan gelen bir yetenek değil; öğrenilebilir, geliştirilebilir bir kapasite.

Peki, neden bu kadar önemli?

Sosyolojik açıdan baktığımızda, bu durum yalnızca bireysel bir sorun değil; aynı zamanda toplumsal bir çöküşün izlerini de taşımaktadır.

Fransız sosyolog Émile Durkheim, bireyin toplumsal rollerle şekillendiğini söylerken, duygusal uyumun toplumsal düzenin devamı açısından da kritik olduğunu vurgulamıştır. Ona göre duygular, bireyin sosyal dünyaya entegrasyonunu sağlar. Ancak modern toplumun hızla değişen yapısında, bu duygusal bağlar giderek zayıflıyor. Anomi, yani normsuzluk hâli, yalnız bireylerin değil, duygularını yönetemeyen kitlelerin de ortaya çıkmasına neden oluyor.

Bu bağlamda, duygusal zekâ eksikliği yalnızca bireysel değil, toplumsal bir kırılma olarak karşımıza çıkıyor.

Beyin ile duygu arasındaki köprüye nöropsikiyatrik bir perspektiften baktığımızda…

Ünlü nöropsikiyatrist Antonio Damasio, “Duygular olmadan sağlıklı bir karar verilemez” derken, beynin karar alma mekanizmalarında duyguların aktif rol oynadığını göstermiştir. Yani bir insanın akademik ya da entelektüel zekâsı ne kadar yüksek olursa olsun, duygularını yönetemiyorsa hayatı yönetmesi de zordur.

Yine Goleman, beynin özellikle amigdala ve prefrontal korteks bölgelerinin duygusal deneyimlerin işlenmesinde kritik rol oynadığını belirtir. Çocuklukta yaşanan her olumlu ya da olumsuz deneyim, bireyin duygusal hafızasına kodlanır. İşte bu nedenle, duygusal zekâ gelişimi için ailenin, okulun ve toplumun sunduğu çevresel destek hayati önem taşır.

Neden Bu Kadar Gerekli Hale Geldi?

Çünkü artık iş hayatında, eğitimde, sağlıkta, evlilikte hatta ebeveynlikte bile sadece bilgi değil; duygu yönetimi başarıyı getiriyor. Dünya Ekonomik Forumu, geleceğin en önemli yetkinlikleri arasında empati, iletişim becerileri ve özdenetimi ilk sıralara koyarken, klasik IQ testlerinin tek başına yetersiz kaldığını da açıkça ilan etmiş oluyor.

Zygmunt Bauman, modern toplumun “akışkan” bir yapıya büründüğünü belirtirken, bireylerin bu hızlı değişim içinde en çok ihtiyaç duyduğu şeyin içsel denge olduğunu vurgular. Bu dengeyi sağlayan ise ne IQ ne de akademik başarıdır; doğrudan duygusal zekâdır.

Birey Değil Toplum da Eğitilmeli

Duygusal zekânın geliştirilmesi yalnızca bireysel bir çaba değil; sosyopolitik bir sorumluluk da olmalıdır. Okullarda sadece matematik değil, duygular da öğretilmeli. Ailelerde yalnızca başarı değil, empati ve özdenetim de ödüllendirilmeli. Çünkü EQ, yalnızca bireyin değil, toplumun da sağlıklı işlemesini sağlayan görünmeyen bir zırhtır.


Sonuç Yerine: Başarmak, Hissetmeyi Öğrenmektir

Artık biliyoruz ki, duygusal zekâsı gelişmemiş bir birey ne kadar zeki olursa olsun, hayatta tökezlemesi kaçınılmazdır. IQ sınavları diplomalar kazandırabilir; ama EQ, hayatı anlamlandıran ve ilişkileri sürdüren asıl gücü oluşturur.

Unutmayalım:

İnsan, hissettiği kadar insandır.
Ve duygular, bastırılmak için değil, anlaşılmak için vardır.
Gerçek başarı ise, önce kendini tanımakla başlar.

Prof. Dr. Kürşat Şahin YILDIRIMER

YORUMLAR

  • 2 Yorum
  • Kürşat Şahin YILDIRIMER
    1 ay önce
    Yorum için teşekkür ederim
  • GÜLGÜN KIRGIZ Uwakwe
    1 ay önce
    Sevgili Kürşat bey kardeşim. Eline koluna yüreğine emeğine kalemine sağlık harika bir paylaşım. Fakat. İnsanların artık. IQ seviyeleri. Çok düşük. Öğrenim eğitim sıfır. Sahte diplomalar. Havada uçuşuyor. Kültür eğitim. Görgü ahlak sıfır. Bu beyinsizlerin duyguları da yok. Çünkü. Duygusuz. Yaratılmış yaratıklar. Allah. Bir üstten delmiş bir alttan. Kapıp koyuvermiş. Bari takip etse. O da yok. Bu yaratıkların. Tedavisi de mümkün değil. İmha edilmeleri şart. Sevgiler.