Hafızasız Toplumun Ayak Sesleri
Prof. Dr. Kürşat Şahin YILDIRIMER

Prof. Dr. Kürşat Şahin YILDIRIMER

Hafızasız Toplumun Ayak Sesleri

11 Temmuz 2025 - 10:44

Bir milletin geleceğini anlamak için onun hafızasına bakmak yeterlidir. Bugün ise elimizde, dünden bihaber, yarına ise yönsüz bakan bir nesil duruyor. Kentler büyüyor ama hafıza küçülüyor. Mahalleler, komşuluklar, bayram sabahları… Bir zamanlar sıcak olan ne varsa dijital ekranlara gömülerek soğuyor artık.

Eskiden anneler, çocuklarına sofrada geçmişi anlatırdı. Dedeler, parka götürdüğü torunlarına, geçmişte yaşadıkları acı-tatlı hatıraları taşırdı. Şimdi çocuklar tabletten tarih öğreniyor; ama hafızadan değil, veriden. Bellek dediğimiz o kutsal bağ, artık kopma noktasında.

Biz bu hale nasıl geldik?

Teknoloji suçlu değil; ama hız sarhoşu bir toplumun freni yok artık. Her şey anlık, her şey geçici. Dün yapılan hatırlanmıyor, çünkü “gündem” değişmiş oluyor. Bir acıya 24 saat bile yas tutulamıyor. Çünkü bir sonraki trajedi çoktan hazırlanmış bile.

Belleğini kaybeden birey, yönünü şaşırır. Toplum da öyle. Hafızasız bir toplum, yalnızca manipülasyona açık değil; aynı zamanda köksüz, duygusuz ve dirençsiz hale gelir. Geçmişin yükü değil, geçmişin bilgeliği eksik artık.

Bugün sokakta bir yaşlıya yer veren genç az. Çünkü o yaşlının neden saygıyı hak ettiğini bilmiyor. Evde eski bir siyah-beyaz fotoğraf gören çocuk, oradakilerin kim olduğunu bile sormuyor. Merak yok. Hafıza yok. Aidiyet yok.

Oysa toplum dediğimiz şey, sadece bugünün insanlarından oluşmaz. Ölülerimizle, hikâyelerimizle, acılarımızla, kahkahalarımızla bir bütünüz. Bizi biz yapan, sadece aynı dili konuşmamız değil; aynı hatıraları taşımamızdı.

Peki ne yapmalı?

Okullarda sadece bilgi değil, anlam da öğretilmeli. Sadece tarih değil, hikâye de anlatılmalı. Dedeler, babaanneler susturulmamalı, tam aksine söz hakkı verilmeli. Gençler, bir müze gezisiyle değil; bir ninenin bakışıyla geçmişle temas kurmalı.

Yoksa gelecekte daha fazla ekran, ama daha az hikâye göreceğiz. Daha çok veri, ama daha az anlam.

Ve en kötüsü… Daha çok insan, ama daha az “toplum.”


“Toplum, unuttukça çocuklaşmaz; köksüzleşir. Ve köksüz bir ağaç, ilk rüzgârda devrilir.”

Prof. Dr. Kürşat Şahin YILDIRIMER

YORUMLAR

  • 9 Yorum
  • Kürşat Şahin YILDIRIMER
    1 hafta önce
    Rica ederim
  • Kürşat Şahin YILDIRIMER
    1 hafta önce
    Rica ederim
  • Kürşat Şahin YILDIRIMER
    1 hafta önce
    Rice ederim.
  • Aytemur Coşkunırmak
    2 hafta önce
  • Nükte
    2 hafta önce
    Tekerleği interneti bulmak istemiyoruz evrime maymun insan bugunku insan olmak istemiyoruz korona (mikrop bakteri v.s ) olup evrimde insan olmak istemiyoruz. insanligin uyanması hizmeti muhtesem koronanin sonra insan olacak.Barış içinde kainata dünyaya inen hakkımızla yaşayalım.Kaleminize sağlık hocam.
  • Dilek BARAN
    2 hafta önce
    Toplumun hafızasına tutulmuş bir ayna adeta… Geçmişle bağlarımızın kopuşunu böylesine güçlü ve içten bir dille anlatan bu yazı, yalnızca nostalji değil; aynı zamanda bir uyarı, bir çağrı niteliğinde. Satırlar arasında kaybolan mahalle sıcaklığını, eski bir fotoğrafa bakan çocuğun meraksız bakışını, dedelerin susturulmuş hikâyelerini hissettirdiniz. Her kelime, unutulmuş bir değeri hatırlatıyor; her cümle, kaybedilen anlamı sorgulatıyor. Kaleminize ve yüreğinize sağlık hocam.”
  • Nur
    2 hafta önce
    Kaleminize sağlık
  • Eset Aydemir
    2 hafta önce
    Ağzına yüregine sağlık hocam kalemin var olsun inşallah çok güzel bir yazı gerçekten aslımıza Dönmeliyiz
  • Kürşat Şahin YILDIRIMER
    1 hafta önce
    Rica ederim.